Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. E. Semih Yalçın, dün MHP Lideri Bahçeli’nin kucaklama çağrısının ardından, İP müdiresinin attığı cevabi tweet, her şeyi ortaya sermektedir. Aslında atılan tweet değil, fettan bir kahkahadır. “Sayın Erdoğan yine ne dedin bu arkadaşa.” tarzındaki tweeti bile bir ciddiyetsizlik, seviyesizlik ve çapsızlık örneğidir. açıklamalarında bulundu.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli; dün Twitter üzerinden İP taifesi içinde yer almakla birlikte vicdanını henüz CHP’ye ipotek ettirmemiş, HDP’ye borç senedi imzalamamış kimselere bir çağrıda bulunmuştur.
Sayın Devlet Bahçeli; hasbelkader İP saflarında yer almakla beraber gönülleri ve fikirleriyle bizden kopmamaya direnen çok sayıda yanıltılmış arkadaşımıza dönük tarihî çağrısında, hafta sonu yapılacak kongrede yeniden kucaklaşma için MHP’ye katılım kararı alınması beklentisini dile getirmiştir.
Ne var ki ayrılık ve kopuştan sorumlu olan yetki sahipleri, söz konusu çağrının muhataplarından önce alelâcele olumsuz cevaplar vererek selin önünü tıkama telaşına girmişler; parti içinde âdeta vicdanları daha başından boğmaya ve Sayın Devlet Bahçeli’nin haklı davetine sağduyu ile mukabele edecekleri susturmaya çalışmışlardır.
Üzerinde istişare edilmeden, tartışılmadan, tefekkür ve tezekkür edilmeden, dikkati çeken bir acullukla karşılık verilmesinin arka planında; Sayın Genel Başkanımızın davetinin partide makes bulması, deprem etkisi yaratması korkusu yatmaktadır.
İçinde bulundukları elim vaziyetin idrakinde olmadıklarını izhar eden bu telaşlı cevap üslubu; aynı zamanda göstermektedir ki İP’te, siyasette bir karşılık bulamamış ve konum edinememiş olmanın çaresizliği hâkimdir.
Henüz sağduyusunu yitirmemiş bazı arkadaşlarımızın sonunda dayanamayıp seslerini yükselterek kendilerini zor durumda düşüreceğini hesap eden İP önde gelenleri, CHP’nin eteğinde salladıkları, HDP’nin gölgesinde uyuttukları partinin çözülme sürecine girmesinden kaygılanmaktadır.
Yerel seçimler sonrasında İP önde gelenlerinin birden bire ağız değiştirip HDP/PKK muarızı kesilmesi biraz da bu telaştan, tabandan gelebilecek tepkilerin önüne set çekme ihtiyacındandır.
PKK’nın siyasi kanadının İP’e Mecliste attığı gol, hâlâ doksanda pandül gibi asılı durmaktadır.
Bu gole bırakınız cevap vermeyi, henüz hücum hamlesi bile yapılamamıştır. Çünkü kirli ittifakın ana aktörü CHP’yi kaybetme, dolayısıyla altlarındaki zeminin kayma ihtimali yüksektir.
CHP; İP’in üvey babası ama varlık sebebi ve velinimeti, HDP ise geçim etmek zorunda olduğu hayırsız üvey kardeşidir.
Bu öyle bir korku ve endişe ittifakıdır ki PKK’nın siyasi kanadı olan HDP, İP’i meclise taşımak uğruna kendi seçmeninden, kendi oylarından bile vazgeçmeyi göze almıştır.
Doğruyu itirafın siyasette bir bedeli olacağı için, inkâr, itham ve susma stratejisi tercih edilmektedir.
Velhasıl İP’in önde gelenleri aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyıktır.
Bu vahim manzarayı “iyi” bilen Sayın Devlet Bahçeli, tam zamanında bir çağrıda bulunmuş ve geri dönülmesi zor viraja girilmeden bunları uyarmıştır.
Ne yazık ki İpin başındaki müdire derhâl kıratını ele vermiş, asıl suretini göstermiştir.
İp müdiresinin attığı cevabi tweet, her şeyi ortaya sermektedir.
Aslında atılan tweet değil, fettan bir kahkahadır.
İP Müdiresinin bu alabildiğine gayriciddi tavrı; İP’in demokratik platformda bir yer edinmek, bir konum sahibi olmak gibi derdinin olmadığını gözler önüne sermektedir.
“Sayın Erdoğan yine ne dedin bu arkadaşa.” tarzındaki tweeti bile bir ciddiyetsizlik, seviyesizlik ve çapsızlık örneğidir.
Bahse konu tarihî çağrıyı Sayın Erdoğan’a bağlamak; basiretsizliğin, ucuzluğun, meseleyi başka mecralara çekerek kamuoyu önünde tartışmadan kaçma gayretinin ifadesidir. Kendine layık olduğundan fazla önem atfetme, haketmediği ölçüde değer yükleme zavallılığıdır.
Tweetlerden üslupsuzluk, terbiyesizlik ve seviyesizlik taşmaktadır.
İP’in etkisiz ve işlevsiz Genel Sekreteri Cihan Paçacı’nınsa Sayın Devlet Bahçeli’nin çağrısı karşısında paçaları tutuşmuştur.
Söz konusu çağrı hakkında “ayıp” kelimesini kullanan utanmaz Paçacı’ya, MHP’den ayrılmasını gerektiren çirkin hadiseyi üzüntüyle hatırlatırız.
Bir daha evinden başını bile çıkarmaması gerektiren bir ayıpla yaşadığını pek çabuk unutmuş gibi görünen Paçacı, bize ahlak abidesi edebiyatı yapmaktadır. Ancak ayıptan bahsederken önce aynaya bakmalıdır.
Twitter üzerinden yaptığı açıklamaya tepki gösterirken “Türk milleti ciddiyeti ve dikkati hak etmektedir.” diyerek edepsizce Sayın Bahçeli’yi ciddiyete davet eden Cihan Paçacı’ya, Türk siyasetinin “Bayan Kahkaha”sı olan patroniçesinin attığı cıvık tweete bakmasını öneririz.
Sicilli bozguncularla tefrikacı ve kifayetsizlerin kurduğu İP’in Genel Sekreterinin, kongre bahanesiyle temiz sicillileri partiye davet etmesi ise bir nevi siyasi dolandırıcılıktır.
Sicili temiz olanlardan söz etmek için, önce temiz bir sicile malik olmak gerekir.
Paçacı’nın daveti, mecusinin insanları İslam’a çağrısından farksızdır.
İslam’a davet için önce iman etmek icap ettiği gibi, sicil konusunda sabıkalarla dolu bir partinin de öncelikle bundan temizlenmesi icap eder.
İP Genel Sekreterinin açıklamasında sözünü ettiği gibi, 50 yıllık bir partinin birikimine ve onun feraset sahibi Genel Başkanının sözüne itibar etmeyenlerin hüsrana uğrayacakları muhakkaktır.
Demokrasi tarihimiz, ana gövdeden kopan parçaların kırılıp yerlere serilen dallarının kısa sürede koruyup toprağa karıştığını ortaya koyan acı misallerle doludur.
Sayın Genel Başkanımızın tehlikeli bir viraja girilmeden önceki son ikaz mahiyetindeki çağrısı, yol yakınken dönülmesi yönündedir.
Sayın Devlet Bahçeli, freni boşalmış ve virajın ötesindeki uçuruma doğru son sürat giden arabadan yolcuların atlayıp kurtulmasını istemiştir.
Bu tarihî davete icabet; aynı ölçüde tarihî, vicdani ve ahlaki bir sorumluluktur. Buna kulak asmayanları tarih de millet de siyaset de yargılayacaktır.
Maceraya sürükledikleri ve şer güçlerin kucağına attıkları arkadaşlarını kurtarmak için mesuliyetlerinin gereğini ifadan kaçınanlar, millet vicdanında mahkûm olacaklardır.
İP ileri gelenleri, saadet zinciri kurmak üzere çiftlik bank gibi organizasyonlarla yüzlerce kişiyi dolandıranların örgütlenmesine benzer yöntemlerle yola çıkmışlardır.
Hayal kırıklıkları, ümitsizlikler ve siyasi tepkileri İPlik Bank adı altında toplayarak pazarlamak ve kâra dönüştürmek üzere politikada “İPlik Pazarı” kurulmuştur.
Bunların İP’likleri de çabucak pazara çıkmıştır. İPlik Pazarının İP’i; orada toplananların ayağına, boğazına dolanmaya başlamıştır.
Sayın Devlet Bahçeli’nin çağrısının amacı, milliyetçi camiadaki bazı insanların ve bir kısım tepkili CHP seçmeninin duygularını pazarlayarak istismar edenlerin vaktinde etkisiz kılınması ve siyasette de bir “Tosun Hadisesi”nin yaşanmamasıdır.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin davet, nasihat ve tavsiyesi; Nasrettin Hoca misali testi kırılmadan, henüz Tosunlar firar etmeden önce atılmış müşfik bir siyasi tokat olarak görülmelidir.
Bir yanıt bırakın