Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin, “Ramazan Bayramı” münasebetiyle yayınladıkları mesaj.

Mübarek Ramazan ayını geride bırakıp bayram günlerinin muhabbet ve mehabetle bezenmiş manevi iklimine milletçe ulaşmış bulunuyoruz.

İdrak edeceğimiz bu bayram diğerlerinden faik ve fazilet bakımından ayrı olmasa da insan ve toplum sağlığı açısından mecburi farklılıklar içermektedir.

Çünkü ilk kez kucaklaşmalarımızı ertelemek, buluşmalarımızı bir başka zamana tehir etmek sorumluluğunu taşıyoruz.

Hem ülkemizi hem de dünyanın genelini tesirine alan KOVİD-19 hastalığıyla mücadele edebilmek için biraz daha zamana ihtiyaç duymakla birlikte, bayramda da sosyal mesafeleri azami ölçülerde korumak durumundayız.

Hamd olsun çoğu gitmiş azı kalmış, fırtına dinmiş, hastalık kontrol altına alınmıştır.

Muhtemel riskleri engellemek, salgının tekrar yayılmasının önünü kesmek maksadıyla sosyal hareketliliğin Ramazan Bayramı’nda da çok düşük seviyelerde tutulması kuşkusuz hayati niteliktedir.

Kazanımlarımızı heba etmeden, bugüne kadar hastalığa karşı elde ettiğimiz müessir ve müspet neticelerin zevaline izin vermeden daha pek çok mutlu, huzurlu, sağlıklı, sıhhat dolu günlere birlik ve beraberlikle kavuşacağımıza inanıyorum.

Ramazan ayında gösterdiğimiz dirayet ve özverinin bayramda da aynen devamı geleceğimizin emniyet ve esenliği adına mühim bir fedakârlıktır.

Gönül isterdi ki, büyüklerimiz ziyaret edilsin, küçüklerimizin başı okşansın, sıla-i rahim gerçekleşsin.

Ancak toplum sağlığının güvenliği için bu bayramdaki coşku ve heyecanı önümüzdeki günlere tahvil ve teşmil etmek herkes ve hepimiz adına ikamesi olmayan bir mükellefiyettir.

Türk milleti büyük bir ailedir.

Göz görmese de gönülden gönüle kurulan sağlam köprülerle, tertemiz dua ve dileklerin himmet ve hidayet ihtişamıyla bayramlaşmanın güzelliğini ve lezzetini gıyaben yaşamamız mümkündür.

Kaldı ki bu bayrama mündemiç doğru olanı da budur.

Bu durum aynı zamanda aziz milletimizin müstesna ve mümeyyiz bir haslet ve haysiyet zenginliğidir.

Bizim uzakları yakın eden, özlem deryasından vuslat incisini bulup çıkaran bir vicdan derinliğimiz, insani ve imani bir maharet enginliğimiz vardır ve mevcuttur.

Yine çocuklarımızın koşup oynayacağı, büyüklerimizin ziyaret edilip hürmetle hatırlanacağı; tereddüdün bariyerine takılmadan, vehme ve endişelere aldırmadan kardeşliğin, kaynaşmanın, dini, milli ve tarihi emanetlerimizin bihakkın yaşanacağı kutlu zamanlara vasıl olacağımızdan asla şüphe duyulmamalıdır.

Türkiye, insanlığı pençesine alan, dünyanın görüş menzilini perdeleyen KOVİD-19 salgınına karşı bütün imkanlarıyla direnmiş, bu musibetin saldırısını çok şükür frenlemiştir.

Vaka ve vefat sayısındaki inişler, yoğun bakım ve entübe hastalarındaki dikkat çekici gerilemeler buna işarettir.

Şunu biliyoruz ki, umutsuzluk imkânsızlığın sahibidir.

İmanla çarpan kalplerin umutsuzluk ve karamsarlık tuzağına düşmesi ham bir hayaldir.

İrade varsa istikbal vardır, iman varsa imkan olacaktır.

Geceye sabredene gündüzü bahşeden, hikmetinden ve rahmetinden sual olunamayacak Yüce Allah Türk milletinin ve mazlum gönüllerin inanıyorum ki yar ve yardımcısıdır.

Bilimin çareleriyle, sabrın nimetleriyle, duanın gücüyle nice bela ve felaketleri yeneceğimiz asla unutulmamalı, dahası ihmal ve inkar edilmemelidir.

Milli ve manevi değerlerimize sıkı sıkıya bağlılık, kökümüze ve kimliğimize sadakat her günümüzü bayram yerine çevirecek, milli birlik ve dayanışma ruhumuzu kamçılayıp diri tutacaktır.

Türkiye’mizin yükselişinden rahatsız olan, ilerleyişini hazmedemeyen provokatörlerin, organize sabotaj ve suikast timlerinin her türlü kumpasını yıka yıka bekamıza ve varlığımıza sahip çıkacağız.

Bilinmelidir ki, bayrak inmeyecek, ezan dinmeyecek, vatan bölünmeyecek, Türkiye düşmeyecektir.

Son anlarını yaşadığımız rahmet günlerinde, İzmir’in bazı ilçelerinde camilerimize yönelik melun ve müessif muamelelerin büyük bir oyununun sahne almasından ibaret olduğu gün gibi açıktır.

Merkezi ezan okuma sistemine sızıp camilerimizin hoparlöründen korsan marş ve şarkı çalınmasını sağlayan şerefsizlerin arkası önü çok iyi araştırılıp, karanlık emeller açığa çıkarılmalıdır.

Bu arada, hiç kimse İzmirli vatandaşlarımızı töhmet altında bırakmamalıdır.

İzmir bizim iftiharımız, kurtuluşumuzun onurudur.

Camilerimize yapılan menfur saldırının kim ya da kimler tarafından planlandığı, hangi amacı ve aracı figüranları sahaya sürdüğü ümit ediyorum ki kısa süre içinde tespit edilecektir.

Milletimizin hassasiyetleriyle alay eden namertlerin bulunup gecikmeksizin cezalandırılmaları acil bir ihtiyaçtır.

Bugünkü puslu ve tahrike açık ortamda herkesin sükûnet ve sağduyu içinde hareketi muhasım odakların elindeki kozları da birer birer alacak, hepsini boşa düşürecektir.

Bayrağımıza el uzatanın eli kırılacak, ezanımıza dil uzatın dili koparılacak, vatanımıza ve milletimize kast edenlerin hesabı mutlaka sorulacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle sosyal mesafelere sığmayacak büyüklükteki manevi kucaklaşmalarımızla karşıladığımız Ramazan Bayramı’nın nice güzelliklere vesile olmasını temenni ediyorum.

Büyük Türk milletinin, değerli vatandaşlarımızın, Türk-İslam aleminin bayramını yürekten kutluyorum.

KOVİD-19 hastalığından dolayı hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, tedavi gören kardeşlerimize şifalar diliyorum.

Kökeni, yöresi ne olursa olsun bütün vatandaşlarımıza sağlık, afiyet ve muvaffakiyetler niyaz ediyor, selam ve sevgilerimi hassaten sunuyorum.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*